12. SINIF ÜNİTE,
KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI
12.1.2.2. Genetik
mühendisliği ve biyoteknoloji kavramlarını açıklar.
Genetik mühendisliği
ve biyoteknoloji arasındaki farkların tartışılması sağlanır.
12.1.2.3.
Genetik mühendisliği ve biyoteknoloji uygulamalarını açıklar.
a. Gen
teknolojileri, DNA parmak izi analizi, kök hücre teknolojilerinin ve bunların
kullanım alanlarının araştırılması ve sonuçlarının paylaşılması sağlanır.
b. Model
organizmaların özellikleri tartışılır.
c. Model
organizmaların genetik ve biyoteknolojik araştırmalarda kullanılmasına
ilişkin örnekler verilir.
12.1.2.4. Genetik
mühendisliği ve biyoteknoloji uygulamalarının insan hayatına
etkisini
değerlendirir.
a. Aşı, antibiyotik,
insülin, interferon üretimi, kanser tedavisi ve gen terapisi uygulamaları
kısaca açıklanır.
b. Klonlama
çalışmalarının ve organizmaların genetiğinin değiştirilmesinin olası
sonuçları belirtilir. Ian Wilmut’un klonlama ile ilgili çalışmasına
değinilir.
c. Biyogüvenlik ve
biyoetik konularının tartışılması sağlanır.
ç. Sosyo-ekonomik
ve kültürel bağlamın, biyolojinin gelişimini etkilediği vurgulanır.
-Genetik mühendisliği: Genlerin izolasyonu, çoğaltılması, nükleotit
dizilişlerinin belirlenmesi, farklı canlıların genlerinin birleştirilmesi ya
da bir canlıdan başka bir canlıya gen aktarılması gibi çalışmalarla uğraşan
bilim dalıdır.
Genetik
mühendisliği, bugünkü biyoteknolojinin temelini oluşturan bir bilim
dalıdır.
|
-Biyoteknoloji: Doğa bilimleri ve çeşitli mühendislik dallarından
yararlanarak DNA teknolojisiyle yeni bir organizma elde etmek veya var olan
bir organizmanın genetik yapısında arzu edilen yönde değişiklikler meydana
getirmek amacıyla kullanılan yöntemlerin tamamını kapsayan bir bilim dalıdır.
-Genetik mühendisliği ile elde edilen
bilgiler sayesinde biyoteknolojik yöntemler kullanılarak daha ucuz, daha
kolay veya daha verimli ürünler günlük hayatımıza kazandırılır
İstenen
özellikte olan genin bir başka canlıya aktarılması genetik mühendisliğinin
alanı iken, istenen amaca yönelik ürün elde edilmesi ise biyoteknolojinin
alanıdır. Örneğin, E.coli bakterisine, insülin üretecek özelliklerin
kazandırılması genetik mühendisliğinin alanıdır. İnsülinin saflaştırılması,
gerekli kontrollerinin yapılması ve ilaç özelliği kazandırılması ise
biyoteknolojinin alanıdır.
-Gen mühendisliği ile genetik
yapıyı değiştirir. Gen aktarılır veya etkisizleştirilir.
-Biyoteknoloji ile doğal olarak var olmayan yeni
ürünler elde edilir veya ihtiyacı karşılayamayan ürünlerin daha fazla
miktarda üretilmesi sağlanır. Bu duruma; protein, antibiyotik, hormon,
antikor vb. maddelerin üretimi, yeni özelliklere sahip sebze ve meyvelerin
üretimi, tıbbi bitki ve çiftlik hayvanı üretimi, yapay organ ve doku
üretimi, atıkların yeniden kullanılabilir hâle getirilmesi örnek olarak
verilebilir.
|
-Biyoteknolojinin çalışma alanlarının
başında genomik, proteomik ve
biyoinformatik gelir.
ZORUNLU AÇIKLAMA:
Her ne kadar “genomik,
proteomik ve biyoinformatik”
kavramları programdaki anahtar kavramlar arasında yer almıyorsa da kısaca
ne olduğuna bakalım:
-Genom, bir organizmanın DNA’ları üzerindeki genetik
bilgilerin tamamıdır. Organizmaların genomları üzerinde çalışan genomik,
bir organizmanın tüm DNA dizisinin belirlenmesi, genom organizasyonu ve gen
ifadesinin kontrolü çalışmalarını içerir.
-Proteomik, bir organizmada genom tarafından kodlanan tüm
proteinlerin sistematik olarak çalışıldığı disiplindir.
-Biyoinformatik; biyolojik bilgilere bilgisayar teknolojisini ve
matematiği uygulayarak karmaşık biyolojik verileri derleyen ve analiz eden
bilimsel disiplindir.
|
-Gen mühendisliğinde 3 temel aşama
bulunur;
-Canlı hücrelerden DNA
izolasyonu
-Rekombinant DNA (rDNA)
üretimi
-Rekombinant DNA’nın
hücreye aktarımı
-DNA izolasyonu: Canlı hücrelerde bazı kimyasallar ve
enzimler yardımıyla saf olarak DNA elde edilmesine denir.
-Rekombinant DNA
üretimi: Farklı DNA
parçalarının birleştirilmesi sonucu üretilmiş olan yeni DNA molekülüne
Rekombinant DNA denir.
-Rekombinant
DNA üretiminde polimerazlar, DNA ligazlar ve restriksiyon endonükleazlar
olarak adlandırılan enzimler kullanılır.
|
-Rekombinant DNA
teknolojisiyle oluşturulmuş enzimler; deterjan, şeker ve peynir üretiminde
kullanılmaktadır.
-Polimerazlar: DNA sentezinde görev yapan enzimlerdir.
-Fosfatazlar: Fosfat bağlarını koparan enzimlerdir.
-Restriksiyon
endonükleazlar: DNA
molekülündeki istenilen geni tanıyıp kesen enzimlerdir.
-DNA ligazlar: İstenilen genin plazmite bağlanmasını
sağlayan enzimdir.
-Gen mühendisliğinin
gelişimine katkıda bulunan bilimler genetik, moleküler biyoloji ve
mikrobiyolojidir.
-Gen Teknolojileri,
-Gen Aktarımı: Günümüzde bilim insanları, istenen genlerin bitki,
hayvan ya da mikroorganizmalara aktarımını kontrol edebilmekte ve canlıya
yeni özellikler kazandırabilmektedirler. Farklı bir türden gen aktarılarak
belirli özellikleri değiştirilmiş Örneğin; doğal yollarla üretilen pirinçte
bulunmayan ve A vitamini öncüsü olan beta karoten maddesinin oluşumundan
sorumlu gen, nergis bitkisinden Agrobacterium tumefaciens
(Agrobakteriyum tumefasiyens) bakterisi aracılığıyla çeltiğe aktarılmıştır.
Böylece pirince beta-karoten üretme yeteneği kazandırılmıştır. Altın pirinç
olarak adlandırılan bu pirincin üretimi ile A vitamini eksikliğinin
giderilmesi amaçlanmaktadır.
Gen Klonlaması: Bir genin kopyasını oluşturmak için kullanılan
yöntemleri kapsar. Tek bir hücreden çoğaltılan ve genetik yapısı aynı olan
hücrelere klon denir.
Genlerin
klonlanmasında çoğunlukla bakterilerden yararlanılır. Çünkü bakteriler;
sağlam hücre duvarları sayesinde olumsuz koşullara dayanıklıdır, hızlı
çoğalır, kolaylıkla izole edilebilir, genetik modifikasyonlara uygundur ve
ucuz kaynaklarla beslenebilir.
|
-Bir gen nasıl kopyalanır?
Bakteriyel plazmitin gen
klonlanmasında kullanılması:
-Genlerin ya da DNA parçalarının
klonlanabilmesi için plazmitler kullanılır. Plazmitler, bakterilerde kromozom
dışında bulunan, kendi kendine bölünebilen küçük halkasal yapıdaki
DNA'lardır.
Bakteriyel
plazmitin kullanıldığı gen klonlanma işleminin basamakları:
1. İstenilen geni taşıyan DNA ile
vektör olarak kullanılacak bakteri plazmidi saf olarak elde edilir.
2. Klonlanacak geni taşıyan DNA parçası
ve plazmit restriksiyon enzimleri ile kesilir.
3. Kesilen plazmit ve klonlanacak genin
uçları birbirini tamamlayan nükleotitlerden oluşur. Bu uçlar ligaz enzimi ile
birleştirilerek klonlanacak gen plazmite eklenmiş olur. Bu durumda plazmit,
farklı kaynaktan gelen iki DNA'nın kombinasyonu olduğu için bir rekombinant
(yeni bileşenli) DNA molekülüdür.
4. Genetiği değiştirilmiş plazmit,
bakteri hücresine tekrar aktarılır.
5. Bakteri, klonunu oluşturmak üzere
kültürde çoğaltılır. Plazmite aktarılan gen klonlanmış ve yeni hücrelere de
aktarılmış olur. Böylece bir canlıya ait gen, diğer bir canlıya yeni bir
metabolik özellik kazandırmak amacıyla kullanılır.
Şekil: Bakteriyel plazmitin gen klonlamasında
kullanımı
|
-Gen Terapisi
-Bozuk olan genlerin sağlam olanları
ile yer değiştirilmesi tekniğe gen terapisi denir.
- Gen terapisi istenmeyen genleri
örneğin kısa boyluluk, renk körlüğü, göz bozukluğu eğer varsa kalıtsal hastalıklar
gibi genleri bulup kontrol altına alabilecek, istenilenleri ekleyip
istenilmeyen genleri pasif hale getirebilecektir.
-Gen terapisi; kanser, kalp hastalığı, diyabet ve
hemofili dâhil birçok hastalığın tedavisi için umut vermektedir.
-Gen terapisinde uygulanan
basamaklar:
1. Normal bireyden alınan bir gen
klonlanır. RNA versiyonuna çevrilir. Zararsız bir virüsün RNA genomuna
sokulur.
2. Hastanın kemik iliğinden alınan
hücreler rekombinant virüs ile enfekte edilir.
3. Virüs normal insan genini içeren
kendi genomunun bir bir DNA kopyasını hastanın hücrelerindeki DNA’ya katar.
4. Bu hücreler hastaya enjekte edilir.
Şekil: İnsan gen terapisi
|
-DNA Parmak İzi Analizi
-DNA parmak izi yöntemi, bir insanın
DNA'sını oluşturan baz sırasının diğer insanların DNA baz sıralarından farklı
olmasına dayanır.
-Her bireyin DNA dizilimi, tek yumurta
ikizleri hariç, kendine özgüdür.
-İki kişinin aynı DNA parmak izine
sahip olma olasılığı oldukça düşük (milyarda bir) olduğundan birçok adli
vakada bu yöntemden faydalanılır.
-İnsan genomunda anlamlı ve anlamsız baz dizileri bulunmaktadır. Anlamsız diziler; herhangi bir proteini kodlamayan, büyük çoğunluğu tekrar eden DNA dizilerinden oluşmaktadır. Bir canlıya ait hücredeki DNA baz diziliminde tekrar eden anlamsız baz dizilerinin jel üzerinde oluşturdukları bantlı yapılara DNA parmak izi denir.
-DNA parmak izi elde etmek için DNA, uygun restriksiyon enzimi ile kesilir. Tekrar eden anlamsız baz dizileri PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) yöntemiyle çoğaltılır. Temel olarak PCR mekanizmasının amacı, yüksek sıcaklıkta yapısı bozulmayan bir DNA polimeraz kullanılarak DNA replikasyonunu ve çoğaltılmasını sağlamaktır. Elde edilen DNA’lar özel bir jele yüklenir. Elektroforez adı verilen bir yöntemle farklı uzunluktaki DNA parçaları birbirinden ayrılır. DNA parçaları jel üzerinde büyüklüklerine göre belirli uzaklıklarda bantlar oluşturur. Bu bantlı yapılar, bireylere özgüdür ve DNA parmak izi olarak adlandırılır.-Bu yöntemle sperm, kan, tırnak, kıl
gibi canlı kalıntıları kriminal çalışmalarla incelenerek, bir çocuğun anne
babasının tesbiti ya da suçlu ve masum insanların bulunması sağlanır.
DNA parmak izi yönteminin
basamakları:
1.Bireyden alınan DNA örneği uygun
restriksiyon enzimleri ile kesilir.
2.Tekrar edilen DNA parçaları PCR
(polimeraz zincir reaksiyonu) yöntemiyle çoğaltılır.
3. Elde edilen DNA parçaları jele
yüklenir ve elektroferez tekniği ile DNA’lar büyüklüklerine göre değişik
uzaklıkta bantlar oluşturulur.
4. DNA’ya bağlanan bir boyanın ilave edilmesinden
sonra oluşan bantlar ultraviyole ışık altında floresan pembe renkli bir bant
oluşturur.
5. Oluşan bant profiline DNA parmak
izi denir.
Şekil: DNA parmak izi oluşturma basamakları
|
DNA
parmak izinin kullanıldığı alanlar:
-Suçluların ortaya çıkarılmasında,
-Babalık davalarında,
-Bulaşıcı hastalıkların teşhis
edilmesinde,
-Göçmen sorunlarında,
-Bitki ve hayvan türlerinin korunması
gibi alanlarda kullanılır.
Genetik
danışmanlık; kalıtsal
hastalığı olan veya taşıyıcılık riski bulunan kişilere tanı testlerinin
uygulanması, hastalıkların seyri, tekrarlama riskleri, hastalığın olası
sonuçları, varsa tedavisi ve diğer çözüm yolları ile ilgili bilgi
verilmesidir.
|
-Kök Hücre Teknolojisi
- Kök hücreler,
kendisini yenileyebilen ve uygun şartlar sağlanırsa vücut içinde ya da
laboratuvarda birçok hücre tipine dönüşebilen farklılaşmamış hücrelerdir.
-Kök hücreler uygun ortam
hazırlandığında bilinen 200’den fazla hücre türüne dönüşebilme potansiyeline
sahiptir.
-Kök hücreler, tüm vücut doku ve
organlarında, kan dolaşımında bulunur.
Kök hücreler
üç temel kaynaktan elde edilir.
Bunlar;
yetişkin kök hücreleri, kordon kanından elde edilen kök hücreler ve
embriyonik kök hücrelerdir.
|
İnsan vücudunda da kök hücreler, bütün
dokuları ve organları oluşturan ana hücrelerdir.
-Embriyonun erken dönemlerinde
(blastula evresinde) elde edilen kök hücreler embriyonik kök hücre
olarak adlandırılır.
Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler
sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, dokulara ve organlara dönüşebilme
yeteneğine sahiptir.
-Kök hücre teknolojisi, bir hücrenin ölmesi ya da görevini yapamaması
sonucu gelişen diyabet, parkinson, alzheimer ve bağışıklık sistemiyle
ilişkili hastalıkların tedavisinde,
-Yanmış vücut dokularının onarımında,
organ nakillerinde, Kimi kanser türlerinin ve kalp kaslarının yenilenmesinde
ve daha birçok hastalığın tedavisinde umut ışığı olmaktadır.
-Göbek
kordonu kan bankası:
Hemen doğum sonrası, doktor bir iğne ile göbek kordonundan bir miktar
(yaklaşık yarım fincan) kan alır. Kök hücrelerce zengin göbek kordonu
dondurulur ve kan bankasında saklanır. Bu kan gerektiğinde buradan alınarak
tedavi amaçlı kullanılır.
|
-Hücrelerin yapı ve işlevinin bozulma
nedenlerinin anlaşılması için hücrelerin vücut dışında ve uygun ortamlarda
çoğaltılarak araştırılması tekniğine hücre kültürü denir.
-Hücre kültürü ile ilgili uygulamalar
sonucunda uygun kök hücrelerden doku ve organ geliştirilebileceği fikri
ortaya çıkmıştır. Bu fikir günümüzde uygulama alanı bulmuş ve çeşitli doku ve
organların yapay olarak üretilmesi sağlanmıştır.
Model Organizma Nedir?
Deney ve araştırmalarda kullanılmaya
uygun özellikleri taşıyan canlılara verilen isimdir.
Genetik çalışmalarda model organizma niçin kullanılır?
-Bu organizmaları laboratuvar ortamında
üretmek ve üretimlerini devam ettirmek kolaydır ve dikkate değer deneysel
avantajlar sunar.
-Ayrıca bu organizmaların üretimi ucuz,
etik açıdan fazla sorun yaratmaz.
- Model
organizmalar, üzerinde çalışılması zor olan diğer türler hakkında (insan da
dahil) bilgi edinmek için kullanılır.
Çalışmalarda kullanılacak model
organizmalar seçilirken göz önüne alınan faktörler;
-Yaşam döngülerinin kısa olması
-İnsan genomu ile homolojisinin yüksek
olması
-Jenerasyonlar arası sürenin kısa
olması
-Embriyonik gelişiminin kolayca
izlenebilmesi ve müdahale edilebilirliği
-Kolay kültüre alınması
-Deney manipulasyonlarına uygun olması
-Genetik analizlere uygun olması
-Etik açıdan fazla sorun
oluşturmamaları
-3 farklı model organizma tipi vardır;
1. Genetik Model Organizmalar
2. Deneysel Model Organizmalar
3. Genomik Model Organizmalar
1. Genetik Model Organizmalar
-Genetik analizler için uygundur.
-Bu organizmalar çok hızlı ürerler ve
kısa zaman içerisinde çok fazla nesil oluştururlar.
-Çok fazla mutant bireyler genelde elde
edilir.
-Genetik haritalar çıkarılabilir.
-Örnek: Sirke sineği, tek hücreli bazı
mantar türleri, bazı yuvarlak solucanlar
2. Deneysel Model Organizmalar
-Ürettikleri dayanıklı embriyolar
nedeniyle gelişim biyolojisinde model organizma olarak kullanılır.
-Örnek: Gallus gallus (tavuk) ve
Xenopus laevis ( bir kurbağa türü) gibi…
3. Genomik Model Organizmalar
-Bu tip organizmaların genetik yada deneysel
avantaj ve dezavantajlarına bakılmaksızın
model organizma olarak seçilirler. Çünkü
evrimsel gelişimde çok önemli bir noktada olmaları yada genomlarının bazı
kalitesi bunlar üzerinde çalışmayı ideal kılar.
Örnek: Fugu rubripes (şişen balık) insanlarınkine benzer gene sahiptir ancak
daha küçük genomları vardır. Büyüklükteki bu farklılık insan genomundaki DNA
tekrarlarından ve intronlardan kaynaklanır.
-Model
organizmalarla ilgili çok önemli bir nokta ise genlerinin insan genleriyle yakından
ilişkili olmasıdır.
-Bu zamana
kadar tanımlanmış insan hastalık genlerinin %60 dan fazlası şaşırtıcı bir şekilde
meyve sineği ve nematod (ipsolucan) genlerine benzemektedir.
-İmmün
sistemimiz gibi ileri düzeyde evrimsel gelişimi etkileyen genler basit hayvanlardakine
daha az benzerlik gösterirler. Bu gibi genler için fare gibi bize daha
yakın model canlıya ihtiyaç duyulur.
-Fare
genomlarının organizasyonu insan genomlarının organizasyonuna benzerdir. İnsanlarda
gözüken bozuk genlerin taklidiyle hastalık modellerini kanıtlamak için
fareler kullanılır. Ayrıca
bu modeller yeni ilaçların etkinliğinin testi içinde kullanılabilir.
|
GENETİK
MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARI
1. Tarım Alanındaki Uygulamalar
Rekombinant DNA teknolojisi
kullanılarak bitkilerde ürün kalitesi ve verimlilik artırılabilmekte;
bitkinin böceklere, soğuğa, kuraklığa, tuza, herbisitlere (yabancı ot öldürücüler),
virüslere vb. karşı dirençli olması sağlanabilmektedir.
-Ayrıca pek çok bitkinin tek bir doku
hücresi, kültür ortamında geliştirilerek olgun bitki oluşturulabilmektedir.
Bütün bunlar, tarımda DNA teknolojisinin kullanımını oldukça
kolaylaştırmaktadır. Genetiği değiştirilmiş tek bir hücreden; istenen
özellikleri taşıyan, verimli bitki türleri elde edilebilmektedir. Oluşan
türler, kazandıkları yeni özellikleri, sonraki nesillere tohumla taşımaktadır.
Bitkilerde
Klonlama basamakları
1. Agrobacterium'un
plazmitlerinden birine (A plazmiti) rekombinant DNA tekniğiyle antibiyotik
direnç geni ve böceklere karşı direnç geni aktarılır.
2. Bitki yaprağı kesilerek yaralanma
bölgesine Agrobacterium bakterisi bulaştırılır.
3. Yaralanan bitki hücrelerinden
salgılanan özel bir madde, bakterideki diğer plazmiti (B plazmiti) aktif hâle
geçirir. B plazmiti, rekombinant A plazmitin bitki hücresine geçmesini
sağlar.
4. Böylece istenilen gen bitkilere
aktarılmış olur. Genetiği değiştirilmiş bitki hücreleri antibiyotik ve büyüme
hormonu içeren kültür ortamına taşınır.
5. Oluşan yeni bitki hem antibiyotiğe
hem de böceklere karşı
dirençli olur.
Şekil
2.40: Bitkide gen klonlaması
|
-Hayvanlarda Klonlama
İnsanlardan izole edilen büyüme hormonu
geninin fare embriyolarına aktarımı sonucu normale göre daha iri fareler elde
edilmiştir.
-Bir sığır ırkından fazla kas üretimine
neden olan bir geni izole ederek farklı ırktaki sığırlara hatta koyunlara aktarmış
ve daha fazla et üreten transgenik organizmalar elde etmişlerdir.
-Klonlama yöntemi ile bitki ve
hayvanlarda ata canlı ile aynı genetik özelliklere sahip canlılar da elde
edebiliriz. Memeli canlılardaki ilk klonlama 1997 yılında
gerçekleştirilmiştir.
Klonlama sonucu oluşan ilk memeli olan
Dolly, DNA'sını aldığı koyunun genetik olarak ikizidir.
Dolly'nin klonlanma basamakları:
1. Ergin bir koyunun memesinden bir
hücre alınır. Bu somatik hücre genetik olarak bir koyunun oluşması için
gerekli bütün genleri içermektedir. Fakat bu genlerden sadece bir kısmı aktif
durumdadır.
2. Meme hücresi besin bakımından fakir
bir ortama alınarak hücre döngüsü durdurulur. G0 evresine giren hücrenin
bütün genleri aktifleşmiş durumdayken çekirdeği çıkarılır.
3. Başka bir koyundan alınan yumurta
hücresinin çekirdeği çıkarılır.
4. İlk koyundan alınan meme hücresinin
çekirdeği, boşaltılmış yumurta hücresinin içine yerleştirilip, elektrik akımı
yardımıyla kaynaştırılır.
5. Elektrik akımı aynı zamanda yumurta
hücresinin bölünmeye başlamasını uyarır. Mitoz bölünmeler sonucunda altı
günlük olan erken embriyo oluşur.
6. Erken embriyo taşıyıcı anne görevini
yapacak olan üçüncü bir koyunun rahmine yerleştirilir.
7. Embriyonik gelişimin tamamlanması
ile bir kuzu (Dolly) dünyaya gelir. Bu kuzu genetik olarak meme hücresinin
çekirdeği alınan koyunla özdeştir.
Şema: Dolly'nin klonlanmasının basamakları
Çok ince
iğne yapısına sahip mikroenjektör ile hücre zarı geçilerek doğrudan
çekirdeğe rekombinant DNA aktarılması yöntemine mikroenjeksiyon
yöntemi denir.
|
|
BU İŞTE BİZ DE VARIZ!
-2007 yılında İstanbul
Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde uzman bir ekip tarafından yürütülen
çalışmalarla Türkiye'deki ilk klonlama gerçekleştirildi. Klonlanmış kuzuya
"Oyalı" adı verildi.
-2009 yılında TÜBİTAK,
İstanbul ve Uludağ Üniversitelerinin iş birliğiyle yürütülen “Anadolu Yerli
Sığırlarının Klonlanması Projesi” kapsamında klonlanan buzağıya “Efe” adı
verildi.
|
Ian
Wilmut’un klonlama ile ilgili çalışması
1986
yılının ilk yarısında Profesör Wilmut ve ekibi ilk kez embriyonik
hücrelerde adları Megan ve Morag olan iki kuzu çifti üretmeyi başardılar.
1997 yılına gelindiğinde ise Profesör Wilmut yetişkin bir koyunun meme
hücresinden adını o dönemin sanatçılarından biri olan Dolly Parton’dan alan
Dolly isimli bir koyunu kopyaladıklarını duyurdular. Bu, o zamana kadar ilk
kez bir vücut hücresinin yumurta hücresine füzyonu sonucu ile elde edilmiş
başarılı bir üretimdi.
Dolly 2003
yılında solunum problemlerinden ölmesine rağmen Prof. Wilmut çalışmalarını
Edinburgh’ta yenilenebilir tıp araştırmaları merkezinin üreme biyolojisi
bölümünün başkanı olarak sürdürdü. Onun bu başarısı tedavi amaçlı hayvan
klonlamalarının da önünü açtı. Bu amaçlarla hayvan klonlama önemli tıbbi
bilimsel gelişmelerin kapısını aralamakta büyük umut ışığı taşımaktadır.
Örneğin hemofili hastalığında önemli rol oynayan bir protein hayvanlar
üzerinden üretilerek insanlara verilebilir ve hastalığa çözümler
geliştirilebilir öte yandan organ nakillerinde bu klonlanmış hayvanlar
kullanılabilinir. Bunun yanı sıra süt ve yün üretimi gibi amaçlar ile de
klonlanmış hayvanlar olası bir kaynak sıkıntısına çözüm olabilir.
|
Tıp alanındaki uygulamalar
DNA teknolojisi ile elde edilen ilk
ürün insülin hormonudur.
Bundan önceki yıllarda insülin, domuz
ve sığırdan elde ediliyordu; ancak bu yöntem oldukça masraflıydı. Ayrıca
hayvanlardaki insülinin kimyasal yapısının insandakinden farklı olması bazı
alerjik tepkilere de neden olmaktaydı. Gen mühendisliğiyle elde edilen
insülin, kimyasal olarak insan insülininin aynısıdır. Ayrıca bu yöntemle daha
ucuz ve çok miktarda insülin üretilir.
Gen mühendisliği çalışmalarıyla insülin hormonunun
elde edilmesi
-İnsülin
üretiminde kullanılan bu yöntem daha sonra büyüme ve kalsitonin
hormonunun üretimi için de kullanılmıştır.
-1980'li
yıllarda izole edilen insan interferon geninin E.coli
bakterisinin genomuna yerleştirilmesiyle çok daha ucuz ve fazla miktarda
interferon üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen interferondan virüs
enfeksiyonlarının engellenmesinde yararlanılmaktadır. (İnterferon: Hücrelerin virüslere
karşı oluşturduğu protein yapısındaki özel savunma maddesidir)
|
|
Endüstri Alanındaki Uygulamalar
Rekombinant DNA teknolojisinin
kullanıldığı alanlardan biri de endüstriyel enzimlerin üretimidir.
Bu enzimlerin bazıları sentetik olarak
da üretilebilmektedir ancak biyoteknolojik yöntemlerle daha hızlı ve ekonomik
üretim yapılmaktadır. Bu enzimler; tıpta, gıda endüstrisinde, deterjanlarda,
tekstilde, çevre kirliliğinin önlenmesinde, dericilikte ve kâğıt
endüstrisinde kullanılmaktadır.
Çevre alanındaki uygulamalar:
Genetik mühendisliğiyle elde edilen
mikroorganizmalar, çevre sorunlarının çözümü için yaygın bir şekilde
kullanılmaktadır. Özgül enzimlere sahip olan ve atıklarda yaşamlarını
sürdürebilen binlerce bakteri türü, doğanın geri dönüştürücüleri olarak
hizmet vermektedir.
-Kompostlama ve atık su arıtımı
bunun bilinen en iyi örnekleridir.
-Kompostlamada saman, kâğıt, mutfak
atıkları gibi atık ürünler bakterilerin ürettiği enzimlerle ayrıştırılır.
-Benzer şekilde lağım sularının
arıtıldığı sistemlerde de bakteriler, organik bileşikleri parçalayarak
zararsız hâle getirir.
-Bazı bakteriler bakır, kurşun, nikel
gibi ağır metallerin doğada birikmesini önler ve bunların canlılara olan
zararlı etkilerini azaltır.
-Petrol gibi çevreyi kirleten pek çok
maddenin temizlenmesinde de transgenik mikroorganizmalardan
yararlanılmaktadır.
Nanoteknoloji Alanındaki Uygulamalar
-Nanoteknoloji 1-100 nm arasındaki
boyutlarda malzemelerin özelliklerini inceleyen, mühendislik, fizik, kimya,
biyoloji ve tıp alanlarını kapsayan disiplinler arası bir alandır.
Nanoteknoloji ile maddelerin önceden bilinmeyen özellikleri keşfedilmiş, elde
edilen bulgular kullanılarak yeni cihaz ve sistemler geliştirilmiştir. Bu
cihaz ve sistemlerden hastalıkların tanı ve tedavisinde yararlanılmaktadır.
-Nanopartiküller kanserli hücrelerin
büyümesini önlemede, nano lifler biyomedikal alanda, tıbbi protezlerde (yapay
organlarda ve yapay damarlarda), teletıp malzemelerinde, ilaç transferinde,
yara örtü malzemelerinde, tıbbi yüz maskelerinde ve doku iskeletlerinde
kullanılmaktadır.
Bizden Bir Haber.
Kendimizi küçük görmeyelim!
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji
Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yürütülen üç boyutlu doku ve organ basımı
çalışmalarında tıpta çığır açacak bir buluş yapıldı. Dünyada ilk kez canlı
hücreler kullanılarak 3B biyo-yazıcıyla üretilen aort dokusu sayesinde
artık insan vücudunun yapay organı reddetmesi dönemi kapanıyor.
|
GDO
(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar)
-Bir canlının gen diziliminin
değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter
kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara “ Genetiği
Değiştirilmiş Organizmalar” veya kısaca GDO adı verilmektedir.
GDO ile ilgili kaygıların bazıları
şunlardır:
-GDO'lar öldürücü alerjilere neden
olabilir.
-GDO'lu yemler, hayvanlarda antibiyotik
direncini artırır, antibiyotiklerin etkisini azaltır.
-Çoğu GDO'nun içerdiği böcek öldüren
toksinlere hamile kadınların kanında ve fetusunda rastlandı.
-GDO ekim tarlalarında kullanılan
yabani ot ilaçları, memeliler için toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi
bozma riski taşıyor.
-Viyana Üniversitesi'nde fareler
üzerinde yapılan araştırmalarda, GDO'lu domatesleri yiyen farelerin, üç nesil
sonra kısırlaştığı görülmüş.
-Fareler üzerinde yapılan deneylerde
kanserojen etkisi tespit edilmiştir.
-İstenmeden de olsa insanlığa zarar
verecek ve belki de insan türünün ortadan kalkmasına neden olacak bir
mikroorganizma ya da başka bir tür yaratılabilir.
-Biyolojik savaşlarda insanlığın
zararına kullanılabilir.
-Genetik yapının değiştirilmesi
suretiyle insanlarda yeni bir hastalığa yol açan bakteri, vücudu savunmasız
yakalayacağı için ciddi hastalıklara neden olabilir.
-Transgenik bitkilerde bulunan bazı
toksinler, zararlı olmayan böcek türlerini öldürücü etki yapabilir.
-İnsanların besin kaynaklarını sadece
bazı dev anonim şirketleri kontrol edebilir.
GDO’nun olası yararları nelerdir?
-Gen aktarımı sayesinde besinler daha
cazip ve kaliteli hale getirilebilir ve daha çok ürün alınabilir.
-Bu organizmalar bazı hastalıklara
karşı daha dirençli kılınarak, verim artışı yoluyla dünyada açlıkla mücadele
edilebilir.
-Meyvelerin olgunlaşma süreci
değiştirilebilir,
-Besin öğeleri zenginleştirilebilir,
-Depolama ve raf ömrü uzatılabilir,
besinlerin tatları arttırılabilir.
Örnek:
-Kutupta yaşayan bir balıktan alınan
anti-freeze geni çileğe aktarıldığında çileğin soğukta yetiştirilmesi
sağlanmıştır.
-Yapısında A vitamini bulunmayan beyaz
pirince, A vitamini sentezi yapan bir bakterinin aktarılmasıyla pirinç
türlerinin A vitamini ürettiği görülmüştür.
BİYOGÜVENLİK
VE BİYOETİK
-Biyogüvenlik: İnsan ve diğer canlıların sağlığını, çevre ve
biyolojik çeşitliliği korumak için GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin
güvenli bir şekilde yapılmasını ifade eder.
-Biyoetik; Biyoteknoloji ve gen teknolojisinde yaşanan
gelişmeler, insan ve diğer canlıların yaşamları, insanın özgürlük ve onuru
açısından etik anlamda meydana getirdiği sorunların irdelenmesi ve çözüm
önerilerinin geliştirilmesi üzerinde çalışan bir disiplindir.
-Biyoetik çalışmaları, yüksek teknoloji
ile gerçekleştirilen bilimsel araştırmalarda nelere izin verilip nelerin
yasaklanması gerektiği; neye, ne kadar izin verilmesinin etik anlamda doğru
kabul edilebileceği gibi sorulara yanıt arar ve bu konuda standartlar geliştirilmesini
hedefler.
|
SORU 1. (2023-AYT/FEN) Günümüzde bir bakteriye insan geni aktarılarak insana ait bir proteinin üretilmesi
gerçekleştirilebilmektedir. Buna göre; I. bu canlıların ortak bir genetik kodu paylaşmaları, II. genetik bilgi akışı sürecinin tüm canlılarda gerçekleşmesi, III. bu canlı türlerinin genomlarındaki tüm genlerin ortak olması durumlarından hangileri bu olayın başarılabilmesini sağlamaktadır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
SORU 2. (2010-LYS)
Adli tıpta, güvenliği çok yüksek olan
“DNA parmak izi yöntemi”, zanlıların suçluluğunun kanıtlanmasında ve babalık
testlerinde kullanılmaktadır.
Bu yöntemin güvenilir olması DNA’nın
aşağıda verilen özelliklerinden hangisine dayanmaktadır?
A) Sarmal yapıya sahip olması
B) Enzimlerle istenilen yerden
kesilebilmesi
C) Labaratuvar ortamında
çoğaltılabilmesi
E) Bazı bölgelerindeki baz
dizilimlerinin bireye özgü olması.
SORU 3. Tabloda bazı enzim
çeşitlerinin görevleri verilmiştir. Buna göre bu enzimlerin isimlerini
yazarak tabloyu tamamlayınız.
Enzimlerin görevleri
|
Bu görevi yapan enzim
|
DNA zincirinin istenilen
bölgeden kesilmesini sağlayan enzim.
|
|
DNA zincirlerinin uç uca
birbirine bağlanmasını sağlayan enzim.
|
|
DNA nın sentezini
sağlayan
enzim.
|
|
RNA nın sentezini
sağlayan enzim.
|
|
DNA çift zincirini açan
enzim
|
|
SORU 4. Genin klonlanması sırasında
gerçekleşen;
I. Taşıyıcı DNA’nın izole edilmesi
II. Kopyalanacak genin yerinin
belirlenmesi III. Genin, ligaz enzimi ile taşıyıcı DNA’ya bağlanması
IV. Rekombinant DNA’nın alıcı hücreye
aktarılması
V. Geni taşıyan DNA’nın izole edilmesi
VI. Restrüksiyon enzimi ile genin
DNA’dan kesilmesi
uygulamalarının gerçekleşme sırası
aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A) I-II-III-IV-V-VI B)
V-II-III-IV-I-VI
C) III-VI-V-I-II-IV D)
II-VI-III-I-IV
E) V-II-VI-I-III-IV
SORU 5. Bitkilerde biyoteknolojik
çalışmalarla;
I. Besin değerini artırma
II. Herbisitlere ve insektisitlere
karşı direnç oluşturma
III. Soğuğa karşı direnç oluşturma özelliklerinden
hangisi ya da hangilerini kazandırmak mümkün olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C)
I ve II
D) II ve III E) I, II, ve III
SORU 6. Aşağıdakilerden hangisi
genetik mühendisliği ve biyoteknoloji çalışma alanlarından değildir?
A) Genomik B) Proteomik
C) Biyoinformatik D) Klonlama E)Paleontoloji
SORU 7.
- insan
ve diğer canlıların sağlığını, çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için
GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılmasını
ifade eder.
- Çalışmaları,
yüksek teknoloji ile gerçekleştirilen bilimsel araştırmalarda nelere izin
verilip nelerin yasaklanması gerektiği konularda standartlar geliştirilmesini
hedefler.
- Tek
bir hücreden çoğaltılan ve genetik yapısı aynı olan hücrelerdir.
-Bozuk olan genlerin sağlam olanları
ile yer değiştirilmesi tekniğidir.
Aşağıdakilerden hangisine yukarıda değinilmemiştir?
A) Klon B) Biyoetik C) Biyogüvenlik
D) İnterferon E) Gen terapisi
SORU 8.
Yukarıda gösterilen bir bakterinin X
yapısı ile ilgili olarak;
I. Antibiyotiklere karşı dirençlik
sağlayan genleri taşıyabilir.
II. Kendi kendini eşleyebilme
özelliğine sahiptir.
III. Konjugasyon olayı ile bir bakteriden
diğerinne aktarılabilir.
IV. Farklı hücreler arasındaki gen
aktarımında vektör (taşıyıcı) olarak kullanılır.
ifadelerinden doğru olanların hepsi
hangisinde birlikte verilmiştir?
A) I ve II B) III ve
IV C) I, II ve IV
D) I, III ve IV E) I, II, III ve
IV
SORU 9. Bir canlıdan alınan genin
bir başka canlıya nakli sırasında aşağıda verilen uygulamalardan gen
mühendislerinin yapmaması gerekeni hangisidir?
A) İstenen genin ligaz ile vektör
DNA’sına ekleme
B) Rekombinant DNA’yı hedef hücreye
aktarma
C) Vektör ve istenen geni taşıyan
DNA’yı restrüksiyon endonükleazlarla kesme.
D) Elde edilen rekombinanat hücreyi
kültür ortamında çoğaltma
E) Nakledilecek geni taşıyan DNA’yı
nükleaz enzimleri ile parçalama.
SORU 10. DNA parmak izi yöntemi, bir insanın DNA'sını
oluşturan baz sırasının diğer insanların DNA baz sıralarından farklı olmasına
dayanır.
Buna göre DNA parmak izi yöntemi;
I. Bitki ve hayvan türlerinin korunması,
II. Suçluların tespiti,
III. Babalık davaları,
IV. Safkan köpek ırklarının tespiti,
V. Göçmen sorunlarının çözümü,
gibi durumların hangisi veya
hangilerinde kullanılabildiği birlikte verilmiştir?
A) Yalnız II B) II ve III C) II, III ve IV
D) II, III, IV ve V E) I, II, III,
IV ve V
SORU 11. Biyoloji bilimine yeterli
önemin verilmemesi sonucu,
I. çevre kirliliği,
II. hastalıklar,
III. ürün kalitesi
gibi faktörlerinin değişimi
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
|
I
|
II
|
III
|
A)
|
Artar
|
Azalır
|
Değişmez
|
B)
|
Artar
|
Değişmez
|
Artar
|
C)
|
Azalır
|
Artar
|
Azalır
|
D)
|
Artar
|
Artar
|
Azalır
|
E)
|
Artar
|
Artar
|
Değişmez
|
SORU 12. Kök hücreler üç temel kaynaktan elde edilir.
Bunlar; yetişkin kök hücreleri, kordon
kanından elde edilen kök hücreler ve embriyonik kök hücrelerdir. Bunlar
içinde embriyonik kök hücreler diğerlerine nazaran farklılaşma yetenekleri en
yüksektir. Kök hücre teknolojisi, bir hücrenin ölmesi ya da görevini
yapamaması sonucu gelişen farklı hastalıkların tedavisinde, yanmış vücut
dokularının onarımında, organ nakillerinde, kalp kaslarının yenilenmesinde
umut ışığı olmaktadır.
Buna göre,
I. Embriyonik kök hücreler ihtiyaç
duyulan hücrelere farklılaşabilir.
II. Laboratuvar ortamında üretilen
hücreler, canlı vücuduna uyum sağlayabilir.
III. Embriyonik kök hücreler, erişkin
kök hücrelere göre daha hızlı farklılaşma yeteneğine sahiptir.
IV. Kök hücrelerin bölünmesiyle oluşan
yeni hücreler yine kök hücre olarak kalabilir.
yargılarından hangilerine
ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C)
Yalnız III
D) I, II ve III E) I, II, III ve
IV
SORU 13. Biyoteknolojik çalışmalarla
üretilen aşağıdakilerden hangisi insanlığın yararına bir sonuç oluşturması beklenmeyebilir?
A) Besin değeri yüksek gıdalar
B) İstenilen özellikte hayvanlar
C) Genetiği
değiştirilmiş ürünler
D) Çeşitli hormonlar
E) Çeşitli antibiyotikler
SORU 14. Şeker hastalığı için gerekli olan insülin
hormonunun biyoteknolojik yöntemlerle üretim aşamaları aşağıda verilmiştir.
I. İnsan insülin üretiminden sorumlu
genin yerinin belirlenmesi
II. Ligaz enzimiyle insan insülin
üretiminden sorumlu genin bakteri DNA’sına bağlanması III. İnsülin
üretiminden sorumlu geni taşıyan DNA’nın bakteriye yerleştirilmesi
IV. Restrüksiyon endonükleaz ile insan
kromozomundan insülin üretiminden sorumlu genin kesilmesi
V. Bakterilerin uygun besi yerinde
çoğaltılmasıyla insülin elde edilmesi
Bu aşamaların gerçekleşme sırası,
aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) I, II, III, IV, V B) I,
III, IV, II, V
C) I, IV, III, II, V D) I, IV,
II, III, V
E) I, V, IV, III, II
SORU 15. Aşağıda bir klonlama
çalışması gösterilmiştir.
Buna göre;
I. K; X ile Y’nin genetik özelliklerini
taşır.
II. 1 ile gösterilen olay mitoz
bölünmedir.
III. Z’nin, K’ya genetik katkısı yoktur.
IV. K mitokondrisini X’den almıştır.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız III C)
II ve III
D) II, III ve IV E) I, II, III
ve IV SORU 16. Biyoteknolojik çalışmalar
ile ilgili;
I. endüstriyel enzimlerin üretimi
II. kompostlama
III.İnsülin üretimi
IV. petrol gibi çevreyi kirleten pek
çok maddenin temizlenmesinde transgenik mikroorganizmalardan yararlanma
V. çeşitli organların genetik kopyalama
yoluyla elde edilmesi
uygulamalarından hangisi veya
hangileri doğrudan çevre temizliği alanlarında kullanılmaktadır?
A) Yalnız IV B) I ve IV C) II,
III ve V
D) I, II ve III E) I, II ve IV
SORU 17. Virüsler, gen terapisinde ilgili genin aktarılması
sürecinde vektör olarak kullanılmaktadır.
Virüslerin vektör olarak
kullanılması,
I. Genom yapılarının basit olması
II. Çok kolay mutasyona uğrayabilmeleri
III. Genomlarını konak hücreye
aktarabilmeleri
IV. Çok küçük yapıda olmaları
gibi özelliklerden hangilerine sahip
olmaları bu durum için avantaj sağlar?
A) I ve II B) II ve IV C)
I, II ve III
D) I, III ve IV E) I, II, III ve IV
SORU 18. Genetik mühendisliğin uygulama alanlarından birisi
de “gen klonlama” uygulamasıdır.
Aşağıdakilerden hangisi gen
klonlamanın temel amacıdır.
A) Patojen mikroorganizma üretilmesi
B) İstenilen genden çok sayıda
üretilmesi
C) İstenilen genlerin saklanması
D) Yeni özelliklere sahip genlerin
üretilmesi
E) Yeni canlı türlerin ortaya
çıkarılması
SORU 19. Bir tavukçunun kümesindeki tavukların bazı
özellikleri aşağıda verilmiştir.
1. gruptaki tavuklar
|
2. gruptaki tavuklar
|
|
|
-Yumurta verimi yüksek
-Et verimi düşük
|
-Yumurta verimi düşük
-Et verimi yüksek
|
Bu tavukçunun tavuklarından hem
yumurta verimi hem de et verimi yüksek olan tavuk oluşturmak için;
I. 1. gruptaki tavuktan yumurta verimi
ile ilgili genlerin uygun yöntemlerle 2. gruptaki tavuğa aktarılması
II. 2. gruptaki tavuktan et verimi ile
ilgili genlerin uygun yöntemlerle 1. gruptaki tavuğa aktarılması
III. 1. gruptaki tavuktan yumurta
hücresi, 2. gruptaki tavuktan vücut hücresi alınarak klonlama yapılması
IV. 2. gruptaki tavuktan hem yumurta
hem de vücut hücresi alınarak klonlama yapılması
yöntemlerinden hangilerinin
uygulanması uygun olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C)
I ve II
D) III ve IV E) II, III ve IV
SORU 20.
Yukarıda verilen şempanzelerden,
-B şempanzesi A şempanzesinin
klonlanması sonucunda oluşmuştur.
-D şempanzesi, B şempanzesi ile C
şempanzesinin doğal yollarla oluşan yavrularıdır.
Buna göre;
I. A, B ve D şempanzeleri genetik
olarak birbirleri ile özdeştir.
II. D şempanzesi ile B şempanzeleri
arasındaki genetik benzerlik, D ile C arasındaki genetik benzerlikten
fazladır.
III. D ile A arasındaki genetik
benzerlik, D ile B arasındaki genetik benzerlikle aynıdır.
ifadelerinden hangileri kesinlikle
doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C)
Yalnız III
D) I ve II E) I ve III
SORU 21. Biyoteknoloji öncesi insülin ve benzeri hormonlar
sığır, at gibi hayvanlardan sağlanırdı. Günümüzde ise doğrudan insan insülin
geni kullanılarak bakterilere sentezlettirilmektedir.
Bu durum;
I. Daha az masraflarla daha kolay insülin
üretilmesini
II. Daha az antikor üretimini
sağlamasını
III. Bulaşıcı hastalık yayılma riskini
azaltılmasını
verilenlerden hangilerini
sağlamaktadır.
A) Yalnız I B) Yalnız III C)
I ve II D) II ve III E) I, II ve III
CEVAPLAR ve
ÇÖZÜMLERİ 1. bu canlı türlerinin genomlarındaki tüm genler ortak
olamaz. Cevap: D 2. DNA’nın bazı bölgelerindeki baz dizilimleri bireye
özgüdür. Bir başkasında bulunmaz.Cevap: E 3.
Enzimlerin
görevleri
|
Bu
görevi yapan enzim
|
DNA zincirinin istenilen bölgeden kesilmesini sağlayan enzim.
|
Restrüksiyon endo nükleaz
|
DNA
zincirlerinin uç uca birbirine bağlanmasını sağlayan enzim.
|
DNA ligaz
|
DNA nın sentezini
sağlayan
enzim.
|
DNA polimeraz
|
RNA
nın sentezini sağlayan enzim.
|
RNA polimeraz
|
DNA
çift zincirini açan enzim
|
Helikaz
|
4. Doğru sıralama;
V. Geni taşıyan
DNA’nın izole edilmesi
II. Kopyalanacak
genin yerinin belirlenmesi
VI. Restrüksiyon
enzimi ile genin DNA’dan kesilmesi
I. Taşıyıcı DNA’nın
izole edilmesi
III. Genin, ligaz
enzimi ile taşıyıcı DNA’ya bağlanması
IV. Rekombinant
DNA’nın alıcı hücreye aktarılması Cevap: E
5. Hepsi kazandırılabilir. Cevap: E
6. Paleontoloji,
fosilleri veri olarak kullanarak
dünyada yaşamın tarihini yazmak amacını taşıyan bilim dalıdır.
Cevap: E 7. insan ve diğer
canlıların sağlığını, çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO ve
ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılmasını ifade eder.
(Biyogüvenlik)
- Çalışmaları,
yüksek teknoloji ile gerçekleştirilen bilimsel araştırmalarda nelere izin
verilip nelerin yasaklanması gerektiği konularda standartlar geliştirilmesini
hedefler. (Biyoetik)
- Tek bir hücreden
çoğaltılan ve genetik yapısı aynı olan hücrelerdir. (Klon)
-Bozuk olan genlerin
sağlam olanları ile yer değiştirilmesi tekniğidir. (Gen terapisi)
İnterferon: Hücrelerin virüslere karşı oluşturduğu protein
yapısındaki özel savunma maddesidir.
Cevap: D
8. X ile gösterilen yapı plazmittir. Plazmit için
verilen öncüllerin hepsi doğrudur.
Cevap: E
9. Nakledilecek geni taşıyan DNA’yı nükleaz enzimleri
ile parçalama işlemi yapılmaz. Aksi takdirde nakledilecek sağlam gen kalmaz.
Cevap: E
10. Günümüzde DNA parmak izi yöntemi verilen durumların
hepsinde kullanılabilmektedir.
Cevap: E
11. Biyoloji ve alt dalı biyoteknolojiye yeterli önem
verilmez ise çevre kirliliği ve hastalıklar artar, ürün kalitesi azalır.
Çünkü biyoteknolojinin amaçlarından birisi de kalitesi yüksek ürünler elde
etmektir. Cevap: E
12. Kök hücrelerin bölünmesiyle oluşan yeni hücreler yine
kök hücre olarak kalabilir. Evet doğrudur. ancak parçada bu özelliklerine
değinilmemiştir.
Cevap D
13. Günümüzde yeni tartışmalara konu olan başlıklardan
bir tanesi GDO’lu ürünler yani genetiği değiştirilmiş ürünlerdir.
Biyoteknolojiden sağladığı organizmalardan DNA eklemesi veya çıkarılmasıyla
yeni gıdalar üretilmesi, insanların sağlığı açısından büyük tehlikeler teşkil
etmektedir. Çünkü bu GDO’lu ürünler toksik maddeler de olabilmektedir ve
özellikle de yiyecek alerjisi olan kişiler, bu ürünlerdeki alışılmadık
protein maddesinin tüketiminden kötü bir şekilde etkilenebilmektedir. Cevap: C
14. Sıralama;
I. İnsan insülin
üretiminden sorumlu genin yerinin belirlenmesi
IV. Restrüksiyon
endonükleaz ile insan kromozomundan insülin üretiminden sorumlu genin
kesilmesi
II. Ligaz enzimiyle
insan insülin üretiminden sorumlu genin bakteri DNA’sına bağlanması
III. İnsülin
üretiminden sorumlu geni taşıyan DNA’nın bakteriye yerleştirilmesi
V. Bakterilerin
uygun besi yerinde çoğaltılmasıyla insülin elde edilmesi
Cevap: D
15.
I. K; çekirdeği
kullanılan Y’nin genetik özelliklerini taşır. (Öncül yanlış)
II. 1 ile gösterilen
olay mitoz bölünmedir. (Embriyonik gelişim mitoz ile olur. (Öncül doğru)
III. Z, sadece
taşıyıcılık yapmıştır. K’ya genetik katkısı yoktur. (Öncül doğru)
IV. K mitokondrisini
X’den almıştır. (K, X’den sadece çekirdek almıştır. Geri kalan hücre içeriği (sitoplazma ve organeller) Y’den alınmıştır. Öncül yanlış.)
Cevap: C
16.
-Rekombinant DNA
teknolojisinin kullanıldığı alanlardan biri de endüstriyel enzimlerin
üretimidir. Bu ennzimler çevre kirliliğinin önlenmesinde kullanılır.
-Kompostlamada
saman, kâğıt, mutfak atıkları gibi atık ürünler bakterilerin ürettiği
enzimlerle ayrıştırılır.
-İnsülin sağlık ve
tıp alanında yöneliktir.
-Petrol ve
ürünlerinin parçalanarak zararsız hale getirilmesi çevre kirliliğini önlemeye
yöneliktir.
- çeşitli organların genetik kopyalama yoluyla elde
edilmesi yine sağlık ve tıp alanına yöneliktir. Cevap: E
17. Virüsleri, gen terapisinde vektör olarak kullanılmasının
nedeni kolay mutasyona uğrama özelliği olamaz. Virüslere aktarılan genin
mutasyonla değişimi de söz konusu olurdu.
Cevap: D
18. Gen klonlamanın temel amacı “İstenilen özellikleri
taşıyan genlerin çoğaltılmasıdır. Cevap: B
19. Bu tavuklardan hem yumurta verimi hem de et verimi
yüksek olan tavuk oluşturmak için; Hem et verimi yüksek olmayı sağlayan hem
de süt verimi yüksek olmayı sağlayan genleri bir bireyde bir araya getirmek
gerekir. Bu şartı sağlayan öncüller I ve II’de verilmiştir. Cevap: C
20.
I. A, B ve D
şempanzeleri değil, sadece A ile B özdeştir. Öncül yanlış.
II. D’nin
ebeveynleri B ve C’dir. Dolayısı ile D, daha çok B’ye veya C’ye benziyor
diyemeyiz. Öncül soru için yanlış.
III. D’nin A ile
benzerliği ne kadar ise B ile de benzerliği o kadar olur. Çünkü A ile B özdeş
şempanzelerdir. Öncül doğru.
Cevap: C
21. Daha az masrafla daha hızlı ve kolay insülin
üretimini sağlar. İnsan geni kullanıldığı için üretilen insüline karşı
antikor gelişimi hayvan insülinlerinden çok daha azdır. Hayvanlardan
bulaşması muhtemel hastalıkların önü kesilmiş olur.
Cevap: E
|